
Geçtiğimiz haftanın üçüncü etkinliği de SAFIA (Student Association for Interanational Affairs) Yunanistan temsilciliği ve Ankara Üniversitesi Politika Kulübü'nün ortaklaşa düzenlediği Türk-Yunan ilişkilerinin geçmişi ve geleceği üzerine olan konferanstı. Etkinliğin moderatörlüğünü çok sevdiğim hocalardan biri olan Herkül Milas yaptı. Kendisi Türkye doğumlu, Robert Kolej mezunu fakat bugün Atina'nın 'Yeni İzmir' (Nea Symrni) adlı semtinde yaşayan bir Rum'dur. Hem Türkiyeli hem de Yuananlıdır ve de tıpkı Erdal İnönü, Hayrettin Karaca ya da Mete Işıkara gibi hayatta tanıyabileceğiniz en cici ve bilge insanlardan biridir. Kendisi aynı zamanda Sabancı Üniversitesi 2007 mezunlarının kapanış dersini vermiştir.
Konferansa iki Türk, İlhan Uzgel ve Özlem Kaygusuz, iki de Yunan, Ioannis Grigoriadis ve Ekavi Athanasopoulou, akademisyen konuşmacı olarak katıldı. Etkinliğin en önemli kısmı kesinlikle ilginin çok büyük olmasıydı. Salonda oturacak ve hatta ayakta duracak yer yoktu ve bir çok kişi kapıdan çevrilmişti. Ben de bacaklarını kıvırıp yerlerde oturanlar arasındaydım. Sorun değil çünkü zaten bu tür etkinliklerde artık kendimi ev sahibi gibi hisseder oldum. Bir diğer ilginç şey de Yunanlı bir konuşmacının izleyicilere bakınca kimin Türk, kimin Yunan olduğunu ayırt edemediğini söylemesi oldu ki bu gerçekten iki toplumun her yaştan bir araya gelen bireylerinin olduğu her ortam için geçerli. Genel olarak böyle bir etkinliğin ve de bu kadar açık bir dille yapılan konuşmaların nasıl 10-15 sene önce yapılamadığı, protesto edildiği fakat şimdi bu noktada olunmasının ne kadar anlamlı olduğu tartışıldı. Her iki ülke de de demokrasinin, sivil toplumun ve de çoğulculuğun artmasının bizi bu günlere getirdiği vurgulandı ki ne mutlu bize.
No comments:
Post a Comment