Saturday, January 31, 2009

'Μπαιρακταρης' nam-ı diğer Bayraktaris

Tamam, bırakıyorum siyasi meseleleri ve de aslında daha da çok sevdiğim lezzet duraklarından bahsetmeye başlıyorum Atinam'daki...Gün içinde Damla'nın karnı acıkır ve de nerede ne yer, ne bulur onlardan bahsedeceğim şimdi biraz da...



Şöyle ki hem okuluma çok yakın olması hem de önceleri en güzel 'Σουβλάκι' (suflaki)'nin - Suflaki nedir? Damla Türkçe konuş diyenlere diyebilirim ki suflaki, bizim dürüm arası tavuk ya da et şişin çok benzeridir ama burada pide ekmeği arasına konur ya da tabakta pide ekmeği üzerine şiş konularak yanında patates kızartması ve de tabi ki caciki, bizim cacığın süzme yoğurt ile yapılmış hali, ile servis edilir. Soğan istemiyorsanız belirtmeniz gerekir yoksa ömrünüzde bir yemek içinde görebileceğiniz en çok soğanı görebilirsiniz - orada olduğunu düşündüğüm için Plaka'daki- Plaka da buranın Sultanahmet'i diyebileceğimiz, Akropolis'in hemen eteklerindeki turistik bölgesidir - 'Μπαιρακταρης' - Bayraktaris diye okunur kendisi yani bizim Bayraktar ailesi ile kökleri aynı büyük ihtimal :) diye düşünmeden edemiyorum - adlı tavernaya suflaki yemeye giderdim. Yine bir not eklemeden edemeyeceğim, burada taverna sazlı-sözlü eğlence yerine değil de günlük lokantaya deniyor. İşte suflaki gibi et, kebap, meze, yani Yunan mutfağından bir şeyler olan yere taverna deniyor. 

Bayraktaris'in sokağa atılmış eski mi eski tahta sandalyelerinde ve de üzerine muşamba geçirilmiş sallanan tahta masalarında yoldan geçen insanlara ve turistlere baka baka, bir yandan da sürekli yanınıza gelen çingene satıcılara, dilenen çocuklara ya da sahte her marka çanta satmaya çalışan siyahi göçmenlere 'Οχι, ευχαριστώ' yani 'hayır, teşekür ederim' diyerek yemeğinizi bitirmeye çalışırsınız. Yemeğiniz bitince ikram olarak benim sevdiğim ama aslında herkesin damak tadına uymayan bir tatlı gelir. Bizim irmik helvasının üzerine süzme yoğurt ve de yoğurtun üzerine de süzme bal. Kaşık kaşık yiyebilirsiniz...



Ne dersek diyelim Bayraktaris ve de tam karşısındaki Thanasis Kebap ki suflaki değil de kebap yiyecekseniz - tabi ki de bizim kebaplarla boy ölçüşemez de - buraya gidebilirsiniz Atina'nın olmazsa olmazlarından, yerel markalarından çoktan olmuş, onlarca yıllık tavernalar. Gelin sizi de götürelim :) 

3 comments:

Gözde Otman said...

aman da aman;) atina'da yemek turlari, bayildim... siyasi gelismeler kadar bunlari da duymaya ihtiyacim var sahsen. yinede dikkat et, yemek turlarina cok takilma, benim bu tutumum bazi arkadaslarimdan tepki almama sebep oldu cunku. ne o; ne cok geziyor ve surekli yiyormusum... artik baska seylerde yazmaya calisicam ama biliyorum zorlanicam.. cunku en cok onlardan keyif aliyordum saniyorum.

bu arada az once aklima ne geldi bir bilsen;) dedim ki, damla gelse de, kadikoy'e gitsek ve baylan'da cup griye yesek? ne dersin, super olmaz mi? eski gunleri yadederiz bu vesile ile, sabanci aksam kacamaklarimizi...

Damla Cihangir said...

Canım...kendimi avutuyorum şu anda şu lezzet durakları ile...hali hazırda bana da aman da ne çok geziyormuş da yiyormuş da diyecek olanlara duyurulur ki...ne yaparsam yapayım hiç bir şey İstanbul'daki lezzet duraklarımızın ve de tadının yerini tutmuyor!

Evet, önce Baylan sonra da Karga ve de mavi Karga's special yapalım...sonra da sanki shuttle'a yetişecekmiş gibi gece gece koşalım Kadıköy sokaklarında :) neymişiz biz yahu...yaş daha 20'lere ha varmış ha varmamış gece gece koşarmışız Kadıköy caddelerinde...İstanbul tehlikeli diyenlere peh, sizin aklınız ve gönlünüz tehlikeli de ondan :PPP gelelim yapalım Gözdecim...ama sen de buraya gel de biraz da burada bir şeyler yapalım, uamrım...öperim...

mrlmrl said...

Gözdeciğimize tepki verenlerden biri de benim damlaki. Kesinlikle ikiniz de çok gezip çok tıkınıyorsunuz. Ama yani "One life, eat it!" Bi de hani şimdi değil de ne zaman?! :)